HEMŞİRELER NEDEN BU KADAR YORGUN


Hemşireler neden bu kadar yorgun?




yorgun hemşire






Halk tarafından sevimsiz olarak maalesef ki eleştiriliyoruz, peki bunun altında yatan aslında yorgunluk olabilir mi?

Şimdi size bana ait olmayan, ama bir meslektaşımızın başından geçen kısa bir olayı yazacağım. Bunu muhtemelen sosyal medya da duymuş da olabilirsiniz.

Bir meslektaşımız vardiyasından çıkıp sabah 09 civarında, işten sonra eve giderken, dikiz aynasında polis farları görür. Hız göstergesine bakar. Hız sınırını aşmıyor. Şaşkın, kenara çeker. Polis memuru kafasını penceresine doğru eğerek “Kırmızı ışıkta geçtiniz” der. “Kırmızı ışık mı ?!” Aniden gözünün önünde kırmızı ışık canlanır, gözleri görmüştür ama beyni onu algılamamıştır.

Uyuşukken araba kullanmak uzun bir vardiyadan sonra eve dönen yorgun hemşirelerin bildiği bir fenomendir. Görevdeyken aşırı uyanık kalan bu insanlar, arabada yarı uyanık uyku durumuna geçebilirler. 

Hemşireler neden bu kadar yorgun?

Hemşirelerin bu kadar yorgun olmasının birçok nedeni var.

Bunun bir nedeni, aşırı uyanıklık durumunu sürdürmektir. Bir sonraki alarmın çalmasını bekleyen itfaiyeciler ya da bebeğinin ağlamasını öngören yeni bir anne gibi, hemşireler vardiyaları boyunca tetiktedirler. 

Dikkat / adrenalin dalgalanmasına sürekli maruz kalarak uyanık ve dikkatli kalıyorlar. “Nöbet bir bitsin sadece yatmak ve hiçbir şey yapmak istemiyorum” ve ilk günlerinizde ''üzerimden bir kamyonet geçmiş gibi hissediyorum”, gibi düşünceler hepinizin aklından geçmiş veya geçecektir.

Bunalmak

Meşgul olmak başka bir şeydir, bunalmış olmak başka. Hastaneler düzensiz ve karmaşıktır. Bir hemşireye gelen talepler o kadar çok ki; temizlikten tutun, bazen CPR'a kadar.

Bunalmış olmak sadece duygusal, entelektüel ve fiziksel olarak tükenmekle kalmaz, aynı zamanda kendinizi güvensiz de hissedersiniz.

Hasta Sirkülasyonu

İster acil gibi ayaktan tedavi birimlerinde çalışın ister servisler gibi yataklı tedavi birimlerinde çalışın. Her hastanın bakımı tamamen birbirinden farklıdır. Hasta kabulü ve taburculuğu ise ek enerji gerektiren durumlardır.

Her yeni hastayı “öğrenmek” için daha fazla enerji gerekir. Kalacağı yerden tutun bakımının planlanmasına kadar oldukça zaman alıcı ve yorucu bir iştir. 


Taburculuk konusunda da aynı şekilde hastanın evraklarının düzenlenmesi ve bilgilendirilmesi ekstra zaman ve çaba gerektirir. Tüm bunların yanında boşalan hasta yatağı beş dakika geçmeden dolabilir ve bu sirkülasyon diğer işleriniz arasında sürekli devam eder.

Sık Değişen Sistematik Durumlar

5 gün boyunca işe gelmedim ve her şey değişti” bu sözü hatırlayın. Her işe geldiğinizde bir yenilik bulmanız mümkün; ilaç yerleri, sürekli kullandığınız ilaçların ticari adları, doldurmanız gereken formlar, hastaya uygulanan girişimler, kullandığınız aletler sürekli bir değişim içindedir.

Kimi görevler yeni eklenir veya dayatılır ve sürekli sinir bozucu bir değişiklik ile iç içe olursunuz. Güncellenmeniz gerekir, üstelik bazen çok mantıksızca gelen şeyler yüzünden.


Hemşire Sayısındaki Yetersizlik

Daha az sayıda hemşire çalıştırarak daha fazla iş yaptırmak diyorum ben buna kısaca. Hemşire-hasta oranları bilinen bir gerçek olmasına ve atanmayı bekleyen hemşireler olmasına rağmen bu ne yazık ki böyle.

Hatta çalıştığınız birimde dahi bir kişi fazla çalışalım dediğinizde olmaz denilebilir, diğerlerine göre çalışan sayısı yeterlidir. Gerek fazla mesai vermemek gerek ise yeni hemşire almamak için sürekli ağır hasta sayısına maruz kalabiliriz.

Birçok hastanede, solunum testi, işitme testi daha aklıma gelmeyen birçok bölüm hemşireliğe aktarılmıştır. Üstelik bu bölümde görev yapan hemşireler merkezden görünen hastane hemşire sayısını da artırdığı için hemşirelik yapan hemşire sayısının yeterli olduğu kanısına varılmasına sebep olmaktadır.

Biraz karışık oldu evet ama, yani bu tür kadrolarda hemşirelik yapanlar aslında hastanede hemşire olarak göründükleri için serviste çalışan hemşirelere ek hemşire atanmayabilmektedir.

Yorgunluğun Sonuçları

Hemşire yorgunluğu hasta güvenliği için büyük bir tehdittir. Adrenalini tetiklemek mümkün olsa da, yorgun olmanın uyanıklık seviyenizi, yargılama yeteneğinizi kaybetmenize neden olması kaçınılmaz.

Hemşireler problem çözmede sorun yaşarlar, anlama becerileri azalır. Yorgun hemşirelerin reaksiyon süreleri azalır. Yanıtlar yavaşlar ve hemşire sıkıcı, halk tabiri ile afedersiniz suratsız hale gelir.

Kurtarılamayan hatalar yorgunlukla ilişkilendirilir. İlaç hataları artar ve şefkat kapasitesi azalır ve bu da suçluluk duygusuna yol açar.

Ne Yapılabilir?

Esneklik geliştirilmeli ve yorgunluk tanınmalıdır. Gece hemşireleri aralarında kısa bir şekerleme yapmalı veya dinlenmelidir. Özellikle özel hastanelerde sorun haline gelen bu olayın bir hukuki geçerliliği de olmalıdır. 


Bütün hemşirelere, mesai sırasında, telefona cevap vermek de dahil olmak üzere tüm görevlerini yerine getirebildiği düzenli aralar sağlanmalıdır. 

Zorunlu fazla mesai bir seçenek olarak kullanılmamalıdır. Fazla mesai hedeflenmesi yerine, fazla mesai riskleri konusunda daha hassas olunmalıdır. Hemşirelerin kendi savunucuları olmaları gerekir çünkü hastaneler genellikle iş-yaşam dengesi dikkate alınmaksızın “Evet” diyen hemşireyi sever. 

ANA'nın hemşireler için çalışma saati açıklamasına göre, hemşireler yedi günlük bir süre içerisinde 40 saatten, 24 saatte ise 12 saatten fazla çalışmamalıdır.

Hemşirelerin iş yükleri ve hemşire-hasta oranları , riskli mesleklerde zorunlu istirahat uygulamaları gibi (kaptan, pilot), kamu güvenliği meselesi olarak görülmeli.

Kendinize iyi bakın,


Hemşirelik mesleği ile ilgili ilginizi çekebilecek diğer yazılarımız;










Yorumlarınız bizim için değerli, lütfen soru ve görüşlerinizi yazmaktan çekinmeyin.

Daha yeni Daha eski

İletişim Formu