HASTANEDE TEMEL YASAM DESTEGI; CPR




Bize gelen bazı sorularda şu var;

Hastanede arrest görürsek ne yapacağız?

Mavi kod verdikten sonra bir şeyler yapacak mıyız?, bekleyecek miyiz?

Gelin hep beraber Hastanede CPR olayına bir bakalım, tabiki ERC 2015 kılavuzuna göre;


Hastanede gelişen kardiyak arrest sonrasında TYD ile İYD ayrımı net değildir; pratikte resüsitasyon girişimi devamlılık arz eder ve sağduyuya dayanır.


Personelin güvenliğini sağlayınız.

Sağlık personelleri kollaps durumunda bir hasta gördüklerinde veya klinikte bilinci kapalı bir hastayla karşılaştıklarında ilk olarak yardım çağırmalıdır (örn. acil yardım düğmesi veya seslenerek), sonra hastanın bilinç durumunu değerlendirmelidir. 

Omuzlardan tutup nazikçe sarsın ve yüksek sesle “Nasılsınız?” diye sorunuz.

Eğer yakında başka sağlık personeli varsa eşzamanlı olarak müdahele edilebilir.


Bilinci açık hasta

Acil tıbbi değerlendirme gereklidir. Lokal protokollere uygun olarak resüsitasyon ekibi görev alabilir (örn. Tıbbi Acil Ekibi, Hızlı Yanıt Ekibi). 

Bu ekip beklenirken oksijen veriniz, monitörize ediniz ve damaryolu açınız.


Bilinci kapalı hasta

Sıralama personelin solunum ve dolaşımın değerlendirilmesiyle ilgili eğitimine ve deneyimine bağlıdır.

Eğitilmiş sağlık personeli bile solunum ve nabzı kardiyak arresti net olarak teyit edecek şekilde değerlendiremeyebilir.

Kardiyak arrestin erken döneminde agonal solunum (aralıklı iç çekme, yavaş, zorlu veya gürültülü solunum) sıktır ve kardiyak arrest belirtisidir, yaşam belirtisi olarak değerlendirilmemelidir.

Göğüs kompresyonları sırasında serebral perfüzyon düzeldikçe de agonal solunum görülebilir ancak SDGD göstergesi değildir. 

Kardiyak arrest başlangıcında epilepsiyle karıştırılabilecek kısa süreli nöbete benzer tablo görülebilir. 

Son olarak deri renginde değişiklikler, özellikle solukluk ve siyanoza bağlı morluklar kardiyak arreste özgü değildir.

NE YAPACAKSINIZ?

  • Yardım için sesleniniz (henüz çağrılmadıysa)
  • Hastayı sırtüstü çeviriniz ve hava yolunu açınız:
Hava yolunu açınız ve solunumu değerlendiriniz:
  • Baş geriye, çene yukarı pozisyonu vererek hava yolunu açınız

Hava yolunu açık tutarak normal solunum varlığı için bak, dinle, hisset uygulayınız(aralıklı iç çekme,
yavaş, zorlu ve gürültülü solunum normal solunum değildir):

  • Göğüs hareketlerine bakınız
  • Hastanın ağzından solunum seslerini dinleyiniz
  • Yanağınızda solunumu hissetmeye çalışınız
  • Kişinin solunumunu bak, dinle, hisset ile değerlendirirken 10 sn’den fazla süre harcamayınız.

Dolaşım belirtilerini değerlendiriniz:


  • Nabzın alınamadığından emin olmak zor olabilir. Hastada yaşam belirtileri yoksa (bilinç,anlamlı hareket, normal solunum veya öksürme) veya şüphe varsa hemen KPR’a başlayın ve daha deneyimli bir ekip gelene kadar veya hastada yaşam belirtileri görülene kadar devam ediniz.

Kalbi çalışan bir hastada göğüs kompresyonları uygulanmasının zarar verme olasılığı zayıftır. Ancak kardiyak arrest tanısını koymada ve KPR uygulamasında gecikme sağkalımı olumsuz etkileyecektir ve kaçınılmalıdır.

Yalnız İYD deneyimi olan kişiler yaşam belirtilerine bakarken eşzamanlı olarak karotis nabzını palpe etmelidir. Bu değerlendirme 10 sn’den daha uzun sürmemelidir. 

Nabzın varlığı veya yokluğu konusunda şüphe varsa KPR’a başlanmalıdır.

Eğer yaşam belirtileri varsa acil tıbbi değerlendirme gereklidir. Lokal protokollere bağlı olarak resüsitasyon ekibi çağrılabilir. Bu ekip gelene kadar hastaya oksijen verin, monitörize edin ve damar yolu açınız. 

Arteriyal kandaki oksijen satürasyonunun güvenilir şekilde ölçümü sağlanınca (örn. puls oksimetre (SpO2)) SpO2 %94-98 sağlayacak şekilde inspire edilen oksijeni titre ediniz.

Eğer solunum yoksa ancak nabız palpe ediliyorsa (solunum arresti), hastanın akciğerlerini ventile
edin ve her 10 solunumda bir dolaşımı değerlendiriniz. Nabzın varlığı veya yokluğu hakkında
herhangibir şüphe varlığında KPR’a başlayınız.

Hastanede KPR’a başlanması

Bir kişi KPR’a başlarken diğerleri resüsitasyon ekibine haber verir ve resüsitasyon ekipmanı ile
defibrilatörü getirir. 

Eğer yalnız bir kurtarıcı varsa yardım çağırmak için hastanın yanından ayrılmalıdır.
30 göğüs kompresyonu sonrasında 2 solunum uygulayınız.

Göğsü yaklaşık olarak 5 cm çöktürün ancak 6 cm’yi geçmeyiniz.

Göğüs kompresyonları 100-120 dk-1 hızında uygulanmalıdır.

Her kompresyon sonrasında göğsün tekrar yükselmesine izin veriniz; göğsün üzerine devamlı baskı
uygulamayınız.

Kesintileri en aza indiriniz ve yüksek kalitede kompresyon uygulayınız.

Uzun süreli yüksek kalitede kompresyon uygulanması yorucudur; en az süreli kesinti ile her 2 dk’da bir kompresyon yapan kişiyi değiştirmeye çalışınız.

Hava yolu açıklığını sağlayarak mevcut olan en uygun ekipman ile akciğerleri ventile ediniz. Cep
maskesiyle ventilasyon veya oral airway yerleştirdikten sonra iki kişiyle balon-maske ventilasyonu
uygulanmalıdır. 

Alternatif olarak supraglottik hava yolu (SGH) cihazı ve balon kullanılabilir. Trakeal entübasyon yalnız bu konuda eğitim almış, deneyimli ve ehil kişilerce uygulanmalıdır.

Trakeal tüpün yerinin doğrulanmasında ve ventilasyon hızının izleminde dalga kapnografisi kullanılmalıdır. Dalga kapnografisi balon-maske ve SGH ile de uygulanabilir.

İnspiryumu 1 sn’de tamamlayın ve göğsü normal solunuma benzer şekilde yükseltecek kadar hacim
veriniz. Mümkün olur olmaz en uygun akımda oksijen desteği sağlayınız.

Hasta entübe edildiğinde veya SGH yerleştirildiğinde 100-120 dk-1 hızında göğüs kompresyonlarına
kesintisiz olarak (defibrilasyon sırasında veya gerekliyse nabız kontrolü sırasında ara verilebilir) devam ediniz ve akciğerleri 10 soluk dk-1 olacak şekilde havalandırınız. 

Hiperventilasyondan kaçınınız (yüksek hız ve aşırı tidal hacim).

Eğer hava yolu ve ventilasyon ekipmanı hazır değilse ağızdan ağıza ventilasyonu düşününüz. Eğer
ağızdan ağıza ventilasyondan kaçınmak için herhangi bir klinik neden varsa veya yapamıyorsanız yardım veya hava yolu ekipmanı gelene kadar göğüs kompresyonlarına devam ediniz.

Defibrilatör ulaşınca göğüs kompresyonları devam ederken hastaya kendinden yapışkanlı defibrilasyon pedlerini uygulayın ve hızlıca ritmi değerlendiriniz. Eğer kendinden yapışkanlı pedler yoksa kaşıkları kullanınız. 

Kalp ritmini değerlendirmek için kısa süreli ara veriniz. Manuel defibrilatör varsa ve ritim VF/nVT ise diğer bir kurtarıcı göğüs kompresyonlarına devam ederken defibrilatörü şarj ediniz.

Defibrilatörün şarjı dolunca göğüs kompresyonlarına ara veriniz ve şok uyguladıktan sonra hemen göğüs kompresyonlarına tekrar başlayınız. Şok verilmesi sırasında hastaya kimsenin değmemesini sağlayınız.

Göğüs kompresyonlarına ara vermeden önce güvenli defibrilasyon için planlarınızı yapınız ve gerekli önlemleri alınız.

Eğer otomatik eksternal defibrilatör (OED) kullanılıyorsa OED’nin sesli-görsel uyarılarını uygulayınız ve benzer şekilde uyarıları hızla gerçekleştirerek göğüs kompresyonlarına minimal ara vermeyi hedefleyiniz.

Kendinden yapışkan defibrilasyon pedlerinin olmadığı bazı durumlarda şok öncesi arayı en aza indirmek için kaşıklarla alternatif defibrilasyon stratejileri kullanılmaktadır.

Bazı ülkelerde her 2 dk’lık KPR siklusunun sonuna doğru nabız kontrolü hazırlığı yapılırken defibrilatörün şarj edildiği defibrilasyon stratejisi uygulanmaktadır.

Eğer ritim VF/nVT ise şok verilir ve KPR’a tekrar başlanır. Bu yaklaşımın yarar sağlayıp sağlamadığı net değildir ancak şok uygulanmayan ritimlerde defibrilatörün gereksiz şarj edilmesine neden olmaktadır.

Defibrilasyon uygulandıktan sonra hemen göğüs kompresyonlarına tekrar başlayınız. Göğüs kompresyonlarına minimum ara veriniz. Manuel defibrilatör kullanılırken göğüs kompresyonları
durdurulup tekrar başlanırken verilen aranın 5 sn’den az olması sağlanabilir.

Resüsitasyona, resüsitasyon ekibi gelene veya hasta yaşam belirtileri gösterene kadar devam ediniz.

OED kullanılıyorsa sesli uyarılara uyunuz.

Resüsitasyon uygulanırken eğer yeterli sayıda kişi varsa intravenöz kanül ve resüsitasyon ekibi  tarafından kullanılabilecek ilaçları (örn. adrenalin) hazırlayınız.

Resüsitasyon ekip liderine hastayı devredecek olan bir kişi belirleyiniz. Devir için önceden belirlenmiş bir yöntem uygulayınız 


Hastanın kayıtlarını hazırlayınız.

Hastanede yapılan KPR sırasında uygulanan göğüs kompresyonlarının kalitesi sıklıkla idealin altındadır. Kesintisiz göğüs kompresyonlarının uygulanmasının önemi göz ardı edilemez.

Kompresyonlara kısa süreyle ara verilmesinin bile sağkalım üzerinde çok olumsuz etkisi vardır ve  resüsitasyon sırasında devamlı ve efektif göğüs kompresyonlarının gerçekleştirilmesi için her türlü çaba gösterilmelidir. 

Göğüs kompresyonlarına resüsitasyon ile başlanıp spesifik bir neden (örn. ritim kontrolü) olmadıkça kesintisiz şekilde devam edilmelidir. 

Çoğu girişimler göğüs kompresyonlarına ara vermeden gerçekleştirilebilir. 

Ekip lideri KPR’ın kalitesini izlemeli ve kalite düşükse KPR uygulayıcısını değiştirmelidir.

KPR sırasında KPR kalitesinin göstergesi olarak devamlı ETCO2 izlemi kullanılabilir ve göğüs kompresyonları sırasında ETCO2 düzeyinde artış görülmesi SDGD’nin belirtisi olabilir.

Mümkünse göğüs kompresyonlarını uygulayan kişi her 2 dk’da bir değiştirilmeli ancak bu sırada göğüs kompresyonlarına ara verilmemeye dikkat edilmelidir.



Arkadaşlar buraya kadar olan kısım Temel yaşam desteği olarak geçer, yani hastanın ilk yaşam desteği budur. 

Bundan sonra ileri yaşam desteği başlamaktadır. Artık hala hastanızın kalbi çalışmıyorsa İYD devreye girer ve kesintisiz olarak kendiliğinden devam eder.

Şimdi ileri yaşam desteğine buradaki bağlantıdan geçelim.

AHA 2020 güncellemeleri için tıklayın

Yorumlar

Yorumlarınız bizim için değerli, lütfen soru ve görüşlerinizi yazmaktan çekinmeyin.

Arşiv

İletişim Formu

Gönder