Merhaba,
Bazen bir yazı yazmak için defalarca düşünüyorum. Aslında amacım size faydası dokunacak bir bilgiyi sizin ilginizi çekecek şekilde paylaşmak. Çünkü okunması için biraz ilgi çekmesi gerekiyor maalesef okumayı çok sevmiyoruz.
Koronavirüs pek çok alanı etkiledi evet ama biz hemşireler bundan oldukça fazla etkilendik ve hatta en çok etkilenen olduk belki de.
Stajyer hemşireler; bilindiği üzere hemşirelik eğitimi uygulamalı bir eğitim olmak zorunda ve korona dönemi staj yapan öğrenci meslektaşlarımızı da oldukça fazla etkilemeye başlamış durumda. Hastaneler de staj yapmak şu durumda imkansız ve hatta tehlikeli bir hal almaya başladı.
Akademik çalışmalar; yüksek lisans ve doktora yapanlarınız bilir, bu dönemde tez yazmak veya araştırma yapmak da oldukça zorlaştı. Bu lisans üstü eğitimi de etkiler oldu. Her ne kadar uzatmalar verilse de gene de etkin ve istenen araştırmalar için zaman zaman izin çıkmaz oldu. Hoş bu durumda hangi meslektaşımıza nasıl anket yapacağız ? O da ayrı sorun....
Çalışma koşulları; çalışma koşullarımız da oldukça ağırlaştı diyebiliriz. Hastane ortamında çok fazla olmamamız adına mesai saatlerimizde artışa gidildi çoğu yerde. Yani 24 nöbetler tekrar geldi ve inanın hiç kolay değil. Maske, tulum veya kendimizi korumak derken bir de uzun saatler çalışmak oldukça yorucu olmaya başladı.
Bunun yanında bazı servislerde hasta sayısı azaldı evet ancak bu kez de yönetim bu kadar hastaya bu kadar hemşire olmaz diyerek hemşire sayısını azalttı. Bu da daha az hasta bulunan serviste çoğu zaman daha çok hasta bakmamıza neden oldu ve oluyor.
Esnek çalışma çoğumuza gelmedi ancak bazı meslektaşlarımızın da suya sabuna dokunmadan esnek esnek çalışması sinirimizi bozmuyor değil.
Ailemizi korumak; bu konuda hemen hepimiz endişeliyiz. Hastaneyi bırakın sokağa ekmek almaya çıkan insanlar bile eve türlü çeşitli önlemler alarak gelirken, bizler hastaneden eve binbir korku ile gelebiliyoruz. Psikolojik olarak bu durum elbette bizi etkiledi hatta belki de artık bud urumdan bıktık. Aylar oldu çocuklarımız ve diğer aile üyeleri ile ayrı yaşayamayız ve mecburen yan yana oluyoruz. Bu da bizi çok korkutuyor.
Aile özlemi; özlem duyduğumuz sadece çocuk ve eşler değil elbette. Aman virüs taşımayayım diye aylardır yanlarına gidemediğimiz büyüklerimiz de, hayatlarından uzun bir dönemi bizsiz geçirmek zorunda kalıyorlar. Hasta olduklarında dahi onların yanında olamıyoruz, işimizin başında onları düşünerek çalışıyoruz.
Bulaş riski; bir meslektaşım gece beraber çalıştıkları mesai arkadaşının kovid çıktığını gene o arkadaşından günler sonra duyuyor. Bu bilgiyi hastane alır almaz korona olan çalışanın yanındaki çalışanı ve baktığı hastaları ne uyarıyor ne de önlem alıyor. Bu konu da da oldukça eksik bir şekilde idare edip gidiyoruz. Çoğu zaman korona olan sağlık çalışanları korona olduklarını günler sonra öğreniyor ve o dönem kim bilir ne kadar kişiye veya ailesinden kimlere bulaştırmış olabiliyor.
Sağlıkta şiddet; aslında hele hele şu dönem hiç konuşmamamız gereken bir konu olmasına rağmen, gene her yerden şiddet haberleri gelmeye devam ediyor ve işim kötü yanı kimse bir önlem almıyor. Ceza hafif diyemeyeceğim yok zaten. Bu durum da hemşirelerin motivasyonunu olumsuz yönde etkiliyor.
Psikoloji; Akşam bakıp eve geldiğiniz hastanın kovid olduğunu ertesi gün öğrendiğinizde ne olur? Bunu defalarca yaşıyoruz ve başımızdan kaynar sular defalarca dökülüyor. Ben ne yaptım diyoruz. Ailemiz, arkadaşlarımız, diğer hastalarımız..................
Çok kötü bir psikoloji ile devam etmek zorundayız ve ediyoruz.
Ek ödeme; kesilen ek ödemeler zaten canımızı sıkmış iken kamu oyuna tavan ek ödeme alıyorlar, çalışıyorlar ise parasını da alıyorlar kardeşim algısını bir güzel yayıyorlar. Bundan da usandık aslında. Aldığımız geçen 3 aylık dönemde en fazla toplam 4 bin lira ek ödeme. Kim 3 ay boyunca 4 bin tl karşılığında bu riski alır? kimse... Bu dönem ek ödeme de hala yatmadı muallaktayız.
Anlatacak o kadar çok şey var ki. Bu yazımız da bu korona günlerine not düşmek adına burada kalsın. İlerde okuyup vay be ne günlerdi diyerek yad edecek kadar atlatırız bu günleri umarım....