Bu yılın başlarında hemşire Florence Rigney, 94. yaş gününü çalıştığı hastane olan Washington'da ki Tacoma General Hospital'de nöbetteyken kutlamış.
Muhtemelen dünyadaki en yaşlı çalışan hemşire olmasına rağmen, meslektaşları bazen ona yetişebilmek için mücadele ettiklerini söylüyorlarmış.
Meslekte 70 yıl ve hala çalışıyor
Rigney , 1946’daki hemşirelik programından mezun olduktan sonra Tacoma Genel Hastanesi’nde çalışmaya başlamış. Son 15 yılda, sadece bir günlük hastalık izni kullanmış ve sürekli çalışmış.
Kariyerinin çoğunu, ameliyathane de geçirmiş ve bugün hala ameliyatlar için hastaları hazırlıyormuş.
“Sabahları kalkacak bir şeyim var, hastalarla etkileşime geçmeyi ve onlara ne gibi rahatlık verebileceğimi ve ne gibi yardımlarda bulunabileceğim durumunu seviyorum.” diyor.
Rigney , hastanede ailesiyle birlikte olmaktan mutluluk duyduğunu açıklıyor.
Haftanın iki günü nöbetli çalışmak beni dinç tutuyor ve aynı zamanda beynimi uyarıyor.
Hemşirelikteki değişiklikler
Yıllardır bu meslekte çalıştığınızı düşünün, geçmişe baktığımızda o kadar çok şey değişmiş ki bakım ve teknoloji adına. Bu değişim olurken hep mesleğin içinde olduğunuzu hayal edin. İnanılmaz bir duygu olsa gerek.
Örneğin hemşirelik kıyafetlerinin değişimi, veya hemşirelerin kullandığı aletlerin değişimi ve daha bir sürü değişim.
Rigney'e göre öğrenme, hemşirelikte asla durmayan bir şeydir. Yeni hemşireler için ise şunları söylüyor; bilginize asla güvenmeyin, öğreneceğiniz çok şey olduğunu asla unutmayın.
Tıp ve teknolojideki gelişmeler nedeniyle gördüğü en büyük değişikliklerden birinin hastanın kaldığı süre olduğunu gözlemlemiş.
Hemşireliğe başladığı zamanlarda, hastalar genellikle ameliyattan sonra 7-10 gün hastanede kalırken. Bugün, oldukça kapsamlı müdahalelerden sonra bile, genellikle aynı günde taburcu oluyorlar.
Rigley kesinlikle hemşirelik ve modern teknolojideki tüm değişiklikleri takip etmiş.
Rigley kesinlikle hemşirelik ve modern teknolojideki tüm değişiklikleri takip etmiş.
“Bir bilgisayar öğrenmek zorunda kaldım” diye şaka yapıyor.
Aktif olmak onun devam etmesine inandığı şey.
