Başka bir gün başlıyor. 24 saat nöbetim olduğunu bile bile geç yatmışım gene... Ama o kadar bozuk bir uyku düzenim var ki, uyumak için yatağa gittiğimde acıkıp kalkıyor, bir süre sonra susayıp kalkıyorum. Nöbet sonraları çok uyumayacağım diye kendime verdiğim sözler nafile, sanırım çok yoruluyorum.
Hemşirelik ayakkabılarını, her zaman arabada bırakırım, sabahları unutabiliyorum ve ayrıca hastaneyi eve getirmek istemiyorum da.....
Uyandım ve bir gülümsemeyle çalışmaya başladım. Hemşire kıyafetlerimi giyiyorum, mavi önlük. Renk oldukça ironik. Ayakkabılarımı her zamanki gibi arabaya koymuştum, onları da giydik mi tamamdır.
Ailemle tanışmak için içeri giriyorum. Bir önceki günün zorluklarına gülüp başlıyoruz. Hastalar içeri girer ve bu topluluk acil servis odasında günün ilk saatleri olmasından da kaynaklı sıcak bir karşılama ile karşılanır. Öksürük, göğüs ağrısı, bacak yaralanmaları, anneler, babalar, bebekler, büyük anneler.
Yıllar önce savaştığım bir durumla savaşan bir hasta. ''Göğsüm ağrıyor'', diyor. Ona umut veriyorum. İyimser bir şekilde EKG sini çekiyorum. Hem kendisini daha iyi hissetmesini sağlıyorum hem de ne yalan söyleyeyim, ben de iyi hissediyorum ona umut verebildiğim için.
Bebeğini kaybeden bir anne adayı. Kalbim ağrıyor. Bu neden oluyor? Ne derim? Onu nasıl rahatlatırım? Onun için dua ediyorum. Komik bir şaka yapmak geliyor içimden, iki saniyede olsa uzaklaştırmak istiyorum bu kederden onu ama yapamıyorum.
Bebeğini kaybeden bir anne adayı. Kalbim ağrıyor. Bu neden oluyor? Ne derim? Onu nasıl rahatlatırım? Onun için dua ediyorum. Komik bir şaka yapmak geliyor içimden, iki saniyede olsa uzaklaştırmak istiyorum bu kederden onu ama yapamıyorum.
Bir çocuk kusuyor ve acı çekiyor. İlk IV tedavisi olacağı için korkuyor. Damar yolunu açıyorum ve ağlamadığı için kendisiyle gurur duyuyor. İlaçlar işe yaradı. O taburcu ve arkadaşıyla oyunlar oynamak için sabırsızlanıyor. Ona zor anlar yaşattım; belki bir gün birlikte güleriz.
Psikiyatrik sorunları olan bir genç geliyor. Ölmek istiyor. Her şeyi potansiyel bir silah sanıyor. Evde de bulduğu ilaçları içmiş. Midesini yıkıyorum, yargılamıyorum. Ailesi ile birlikte üzülüyorum.
Bir mavi kod geliyor sanırım? Monitörler, göğüs kompresyonları, adrenalin, resüsitasyon! Nabız yok, kompresyonlara devam, nabız kontrolü, hiçbir şey yok. Son CPR, nabız kontrolü, “Bir nabzım var,” devam....... Ölüm zamanı. Yorgunum ve nefes alamıyorum. Kendimi yenilmiş hissediyorum..............
Yeni hasta! ''gülümsemeliyim'' ve bugün güzel bir günmüş gibi davranmalıyım. Bir nöbet daha karmakarışık duygular ile son buluyor.
Eve gidiyorum ve bugün olanları unutuyorum. Dua ediyorum, kafam karışık, gurur duyuyorum, üzgünüm, bunaldım.
Ayakkabılarımı arabada bırakıyorum, mavi formalarımı yıkıyor ve bugünün acısını gidermek için duş alıyorum. Yarın uyanacağım ve gülümsemeyle çalışmaya başlayacağım çünkü hemşire olmayı seviyorum.