Propolis ve COVID-19 ilişkisi (2025). Güncel bilimsel çalışmalar ışığında propolisin antiviral ve immünomodülatör etkisi.
Değerli Meslektaşlar, COVID-19 pandemisi döneminde propolis, bağışıklık sistemini destekleyici (immünomodülatör) ve antiviral potansiyeli nedeniyle büyük ilgi görmüştür. 2025 itibarıyla yapılan bilimsel çalışmalar göstermiştir ki, propolis doğrudan COVID-19'un kesin tedavisi olmamakla birlikte, içeriğindeki fenolik ve flavonoid bileşenler sayesinde hastalığın seyrini hafifletmede ve enfeksiyon riskini düşürmede tamamlayıcı bir destek olarak rol oynayabilir. Hemşirelikte Yüksek Lisans seviyesinde, hastalarımıza bu tür destekleyici ürünler hakkında bilgi verirken, Kanıta Dayalı Uygulama (EBP) çerçevesinde hareket etmek ve bu takviyelerin asla birincil tedavinin yerini alamayacağını vurgulamak esastır. Aşağıdaki rehber, propolisin antiviral etkilerini güncel çalışmalar ışığında analiz etmektedir.
Sosyal medyada ve çeşitli haber kanallarında Propolis'in Korona Virüs'e karşı etkili olduğu iddiası yer alıyor.Gelin beraber bu Propolis nedir ne değildir beraber inceleyelim.
PROPOLİS NEDİR ?
Arıcılar arasında preboli ya da arı zamkı olarak da bilinen propolis, arıların kovan içinde yer alan peteklerin sterilizasyonunu sağlamak, dışarıdan gelen böcek, mantar, bakterilere karşı kovanı korumak, bal peteklerini onarmak ve güçlendirmek için kullandığı bir üründür.İçerisinde Günümüzde ise kullanımının sağlığa olumlu etki yarattığına dair bazı bilimsel çalışmalar bulunur. Sıklıkla kullanılan kavak tipi propolisin içeriğinde 150'ye yakın biyoaktif bileşen olmak üzere yaklaşık 300 farklı bileşiğe rastlanmıştır. Arı poleninden farklı olarak B1, B2, C, E vitamini barındıran propolis ayrıca çinko, bakır, demir, kalsiyum, magnezyum, sodyum ve potasyum gibi mineraller açısından da zengindir. İnsanlar tarafından kullanıldığında zararlı virüs ve bakterilerin yok edilmesine yardımcı olduğu bilinen propolis, yetişkinler ve çocuklar tarafından bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için kullanılabilen doğal bir üründür.
Kritik soru ise ''Bizler kendimizi nasıl koruyacağız?'' Kimi kelle paça çorbası içilmesini önerirken kimi ise bol ev yapımı turşu tüketin diyor... Bu öneriler korona virüse karşı önlem olabilir mi? Bu tartışmaların içerisine dahil olmak istemememe rağmen gelen bilgilerden şunu anlayabiliyoruz ki güçlü bağışıklık sistemine sahip olanlar şanslı. Birçok hastalıktan korunmak için güçlü bağışıklık sistemine ve sağlıklı bağırsak florasına sahip olmamız gerekiyor. Probiyotik ve prebiyotiklerce zengin beslenmek önemli.
PROPOLİS'İN KORONA VİRÜSE ETKİSİ
Yaptığım araştırmalar ve bulduğum bilimsel çalışmalara göre güçlü bağışıklık sistemi ve sağlıklı sindirm sistemi ve bağırsak florası için önerim ise PROPOLİS VE ARI EKMEĞİ (PERGA) Yunanca kökenli bir kelime olan propolis ''giriş, savunma'' POLİS ''şehir'' anlamına gelmekte. Propolisin içeriğindeki vitamin ve mineraller bağışıklık sistemimizi güçlendirirken bizi hastalıklara karşı daha etkili bağışıklık sistemi ve aynı zamanda hasta olduğumuzda ise iyileşme sürecini hızlandırır.Dünya'nın en geniş spektrumlu antibiyotik özelliğine sahip olan propolis aynı zamanda antibakteriyel, anti mikrobiyel ve antiviral özelliklere sahip. Genel olarak sıvı ekstraktlar kullanım kolaylığı sağlamakta ve 18 aylıktan itibaren çocuklarda ve yetişkinlerde tercihen günde iki defa tok karnına kişinin ağırlığının 1/10'u kadar suya damlatılarak tüketilmekte.
Ama unutulmamalıdır ki ve üstüne basa basa belirtmek isterim Korona Virüse'e karşı olan etkisi henüz ispatlanmış değil.
2008 yılında Kyushu Üniversitesi'nde gerçekleştirilen bilimsel çalışmada; propolisin özütlerinin influenza virüsüne karşı antiviral aktivitesi in-vivo koşullarda incelenmiştir. Çalışmada virüsle enfekte edilen gruba yedi gün boyunca günde üç kez 10 mg/ kg oral yoldan propolis verilmiştir ve diğer bir gruba propolis verilmemiştir. Sonuç olarak, propolis alan grubun semptomlarında 4 günde iyileşme görüldüğü bulunmuştur. Bunun da propolisin antiviral özelliğinden kaynaklandığı belirlenmiştir. Son olarak araştırmacılar influenza virüsüne yakalanan insanlarda da düzenli propolis kullanımının hastalığın semptomlarını azaltacağını vurgulamışlardır.
Peki benim size ilk başta önerim nedir?Tabi ki daha önceki yazılarımda bahsettiğim üzere el hijyeni ve temizliğimize dikkat etmektir.
A. Güncel Bilimsel Bulgular (2025)
Son yıllarda yapılan in vitro (laboratuvar ortamı) ve bazı klinik öncesi çalışmalar, propolisin iki ana mekanizma ile Koronavirüs enfeksiyonunu etkileyebileceğini öne sürmektedir:
Antiviral Potansiyel: Propolis bileşenlerinin, SARS-CoV-2 virüsünün hücrelere tutunmasını sağlayan ACE-2 reseptörlerini engelleme potansiyeline sahip olduğu laboratuvar ortamında gözlemlenmiştir. Bu, virüsün hücreye girişini zorlaştırabilir.
Anti-İnflamatuar ve İmmünomodülatör Etki: Propolisin güçlü antioksidan ve anti-inflamatuar özellikleri, COVID-19'un şiddetli seyrinde görülen sitokin fırtınasını ve aşırı iltihabi yanıtı hafifletmeye yardımcı olabilir. Bazı çalışmalar, propolis kullanan bireylerin enfeksiyonu daha hafif semptomlarla atlattığını göstermektedir.
Ancak unutulmamalıdır ki, bu çalışmalar propolisi kesin tedavi olarak konumlandırmaz; yalnızca destekleyici potansiyeli işaret eder.
B. Hemşirelik Görüşü: Hasta Eğitimi ve Güvenlik
Kanıta dayalı uygulama prensipleri gereği, hemşireler olarak propolis takviyesi düşünen hastalara şu noktaları vurgulamalıyız:
Tedavinin Yeri: Propolis, doktor tarafından önerilen birincil medikal tedavinin (örneğin antiviral ilaçlar veya aşı) yerine geçmez. Sadece destekleyici bir üründür.
Alerji Riski: Özellikle arı ürünlerine veya arı sokmasına karşı alerjisi olan bireylerin propolis kullanmaması gerekir.
Kalite ve Dozaj: Kullanılan propolis ürününün kalitesi, etken madde içeriği ve dozu konusunda güvenilir markaların tercih edilmesi önemlidir.
4 yorum